AL-İ İMRAN 130 / 132 |
يَا
أَيُّهَا
الَّذِينَ آمَنُواْ
لاَ
تَأْكُلُواْ
الرِّبَا
أَضْعَافاً
مُّضَاعَفَةً
وَاتَّقُواْ
اللّهَ لَعَلَّكُمْ
تُفْلِحُونَ
{130} وَاتَّقُواْ
النَّارَ
الَّتِي
أُعِدَّتْ
لِلْكَافِرِينَ {131} وَأَطِيعُواْ
اللّهَ
وَالرَّسُولَ
لَعَلَّكُمْ
تُرْحَمُونَ
{132} |
130. Ey iman edenler!
Kat kat faiz yemeyin. Allah'tan korkun ki felah bulasınız.
131- Ve kafirler için
hazırlanmış olan ateşten sakınınız.
132- Allah'a ve
resul'e itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz.
Yüce Allah'ın: "Ey
iman edenler! Kat kat faiz yemeyin" buyruğundaki bu faiz yasağı, Uhud ile
ilgili açıklamalar arasına gelmiş bir ara cümlesi gibidir. İbn Atiyye der ki:
Ben, bu hususta rivayet edilen herhangi bir şey bilmiyorum.
Derim ki: Mücahid dedi
ki: Onlar, belli bir vadeye bir şey satarlar, vade gelince, bu ödeme vaktini
daha da ertelemek üzere o bedelin miktarını artırırlardı. Bunun üzerine Yüce
Allah da: "Ey iman edenler! Kat kat faiz yemeyin" buyruğunu indirdi.
Derim ki: Diğer
masiyetler arasında özellikle faizi sözkonusu etmesi, şanı Yüce Allah'ın:
"Eğer yapmazsanız (faizden vazgeçmeyecek olursanız), Allah ve Resulünden
size savaş açılmış olduğunu biliniz" (el-Bakara, 279) buyruğunda, Allah'ın
savaş ilan etmiş olduğundan dolayıdır. Savaş ise, öldürülmenin habercisidir.
Sanki şöyle buyurulmuş
gibidir: Eğer faizden sakınmayacak olursanız, bozguna uğrar ve öldürülürsünüz.
Yüce Allah bununla, faizi terketmelerini emretmektedir. Çünkü onlar, faizli
işlemler yapıyorlardı. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
"Kat kat"
kelimesi, hal olarak nasb edilmiştir. "Katlanmış olarak" ifadesi ise,
onun sıfatıdır. Bu kelime (...) şeklinde de okunmuştur. Anlamı şudur: Arapların
borçları kat kat artırdıkları o faizi yemeyin. Çünkü, faiz isteyen kişi:
-Bakara Suresi'nde de geçtiği gibi: Borcunu mu ödersin, yoksa faiz mi verirsin?
derdi. "Katlanmış olarak" kelimesi ise, yaptıkları şekilde yıl beyıl
bu borcun katlanmasının tekrarlandığına bir işarettir. Bu pekiştirici ifade,
onların yaptıkları işin ne kadar çirkin ve ne kadar şenı olduğunu
göstermektedir. İşte bundan dolayı, özellikle borcun kat kat artırılma hali
sözkonusu edilmiştir.
Yüce Allah'ın:
"Allah'tan korkun" yani, faizden elde ettiğiniz mallar hususunda
Allah'tan korkup onları yemeyin. Daha sonra onları korkutarak: "Kafirler
için hazırlanmış olan ateşten sakınınn:" diye buyurmaktadır. Bu tehdit,
faizi helal kabul eden kimseyedir. Faizi helal kabul eden kişi kafir olur ve
kafir olduğuna hükmedilir. Şöyle de açıklanmıştır: Bunun anlamı, sizden imanı
söküp alan ve bundan dolayı da cehenneme girmenizi gerekli kılan böyle bir
işten uzak durunuz. Çünkü, kimi günahlar kişinin imanının sökülüp alınmasını
gerektirir ve imansız bırakacağından korkulur. Anne-babaya kötü davranış da
bunlardandır.
Bu hususta şöyle bir
rivayet de nakledilir: Alkame adındaki anne-babasına kötü davranan birisine,
ölüm esnasında: La ilahe illallah, de denilmiş, o, buna güç yetirememiş.
Nihayet annesi gelip ondan razı olmuş. Akrabalık bağlarını koparmak, faiz
yemek, emanete hainlik de bu türden günahlar arasındadır. Ebu Bekr el-Verrak,
Ebu Hanife'den şöyle dediğini nakletmektedir:
Kuldan imanın en çok
nez' edildiği (çekilip alındığı) hal, ölüm esnasındaki haldir.
Daha sonra Ebu Bekr
(el-Verrak) der ki: İmanı söküp alan günahlara baktık, kullara zulmetmekten
daha çabuk imanı söküp alan birşey göremedik.
Bu ayet-i kerimede,
Cehmiyyenin kanaatini reddetmek üzere ateşin mahlük olduğuna delil vardır.
Çünkü, olmayan birşeyin hazırlanmış olduğundan söz edilmez. Daha sonra Yüce
Allah: "Allah'a ve resule itaat edin" diye buyurmaktadır. Yani,
farzlar hususunda Allah'a, sünnetler hususunda da Peygambere itaat edin.
"Allah'a itaat
edin" buyruğu ile faizin haram kılınışı hususunda ona itaat edin,
"Resule itaat edin" buyruğunda da, size, bunun haram olduğuna dair
tebliğinde itaat edin, anlamında olduğu da söylenmiştir.
"... ki, rahmete
erdirilesiniz" Allah size rahmet ihsan etsin diye. Buna dair açıklamalar
daha önceden (el-Bakara, 21. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN